Öncelikli olarak toplum odaklı değer üretme, sosyal sorun ve ihtiyaçlara eskisine göre daha verimli, yeterli, sürdürülebilir ve yeni çözümler üretme sürecidir. Sosyal yenilik sosyal sorun ve ihtiyaçlara karşı yeni tepkiler yaratarak daha iyi sonuçlar almayı hedefler. Devlet tarafından sunulan hizmetlerin, özel sektörün ortaya koyduğu ürün ve hizmetlerin ya da sivil toplumun yaptığı desteğin toplumsal sorunlara çözüm üretme noktasında yetersiz kaldığı durumlarda sosyal yenilik kavramı devreye girmekte, sosyal girişimler gibi ihtiyaca cevap veren yeni modeller ortaya çıkmaktadır.
Sosyal girişimcilik toplumsal sorunları ele alan, bulduğu çözüm yöntemleri ile sosyal fayda üretmeyi hedefleyen, yarattığı sosyal etkinin ve iş modelinin sürdürülebilirliğini sağlayan, farklı kaynakları bir araya getiren ve yenilikçi yöntemlerle fırsatları değerlendiren bir süreçtir.
Ticari girişimcilik faaliyetlerini araç olarak kullanan sosyal bir hedef için hareket eden ve elde edilen geliri yine bu sosyal hedef için harcayan oluşumdur.
Yenilikçilik: Yenilikçi yöntem sosyal girişimciliğin ayırt edici özelliklerinden biridir. Toplumsal bir sorunun çözümüne ilişkin yeni ve daha önce denenmemiş bir yaklaşım sunar.
Yaratıcılık: Toplumsal bir soruna odaklanarak problemin çözümü için var olan kaynakları yeni yöntemler geliştirerek kullanır, bu nedenle sosyal girişimcilik yaratıcı bir sürece işaret etmektedir.
Sürdürülebilirlik: Devamlılığı sağlanabilen bir sistem kurmayı hedefler, sosyal sorunun çözümüne ilişkin sürekli destek ve katkı sağlama durumunu ifade eder.
Kopyalanabilir olma: Dünyanın farklı yerleri için aynı toplumsal sorunun çözümüne ilişkin genel bir yaklaşım ve model sunar.
Sosyal değer yaratma: Ticari girişimcilikten farklı olarak sosyal değer yaratma amacındadır.
Sektör (alan): Sosyal girişimcilik alan fark etmeksizin tüm sektörlerde ve sektörler arası işbirliği içinde ortaya çıkabilir, sivil toplum, özel sektör ve kamu sektörü karışımından doğan bir alandır.
Sosyal ekonomi ne özel sektör ne de kamu sektörü tarafından kontrol edilemeyen ekonomi için kullanılan genel bir tanımdır. Dernekler, kooperatifler ve vakıflar gibi kâr amacı gütmeyen yapıları içerisine almaktadır. Genel anlamda sosyal ekonomi organizasyonlarının özellikleri; süreklilik arz eden bir yapıya sahip olmak, kamu sisteminin bir parçası olmamak, yöneticilerine ve üyelerine kâr dağıtmamak, öz yönetim ve denetime sahip olmak, gönüllük esasına dayalı olmak şeklinde sıralanabilir. Sosyal ve toplumsal sorunları çözmeye yönelik bir girişimcilik türü olarak ifade edilen sosyal girişimcilik de sosyal ekonominin bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Sosyal sorumluluk birey veya kurumların sosyal, etik, ekonomik, kültürel ve çevresel sorunlara karşı duyarlı davranması gerektiğini ifade etmektedir. Kurumsal sosyal sorumluluk ise işletmeler tarafından yürütülen, sahiplenilen ve kurumun itibarına etki edecek sosyal sorumluluk faaliyetlerine işaret etmektedir. Bunlar kâr odaklı olmanın ötesinde topluma ve evrensel değerlere karşı duyulan sorumluluğun bir strateji haline dönüştüğü faaliyetlerdir. Kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin amacı, kamuoyunu ihtiyaç duyulan bir konuyla ilgili uyarmak, yol göstermek veya gereksinimi gidermektir.
Sosyal etki genel anlamda yapılan bir faaliyet/proje/program sonucu ortaya çıkan değişim veya farklı insanlar üzerinde oluşan etkiler olarak tanımlanabilir. Söz konusu etki olumlu veya olumsuz algılanabilir, planlanarak veya planlanmadan elde edilebilir, kısa veya uzun vadede kendini gösterebilir ya da tüm bu özelliklerin birleşimiyle ortaya çıkabilir. Bir faaliyetin bir takım insanlar üzeninde doğrudan etkisi olabileceği gibi, faaliyetle doğrudan ilişkisi olmamış insanlara, kuruluşlara kadar uzanan etkileri olabilmektedir. Sosyal etki ölçümü ise faaliyet/proje/program sonucu hedeflenen değişimin oluşup oluşmadığını anlamaya yöneliktir.
Kâr amacı güden ya da gütmeyen bütün kurum ve kuruluşlar uyguladıkları faaliyet/proje/program sonucunda ortaya çıkan değişimi ölçerek yarattıkları sosyal fayda ve etkiyi ölçebilirler. Sosyal etkiyi ölçme noktasında sosyal bilimlerdeki nitel ve nicel araştırma yöntemleri kullanılmakta olup memnuniyet anketleri, hikâye anlatıları, maliyet fayda analizi gibi çeşitli metotlar bulunmaktadır.
Öğrenmek: Öğrenme süreci ana odağı oluşturur. Bu yolla yürütülen programların kime, ne zaman, ne ölçüde fayda ettiği tespit edilebilir.
Harekete geçmek: Bir sosyal müdahale tipinin belli bir hedef grup için etkili olduğu keşfedilirse bir başka grup için sonuçların daha iyi olması için strateji geliştirilebilir ve değişiklikler yapılabilir.
Hesap verebilir olmak: Ölçmek hesap verilebilirliği artırmaktadır. Paydaşlarla işbirliği içinde olmak ve onlara şeffaf bir biçimde bilgi sağlamak paydaşlar arasındaki ilişkiyi güçlendirir.